29 Mart 2015 Pazar

Matematik İle İlgili İlginç Bilgiler

Matematik İle İlgili İlginç Bilgiler


  İnsanlık tarihinin en eski bilimlerinden biri olan matematik, sayılar ve şekilleri inceleyen bilim olarak bilinmektedir çoğumuz tarafından. Geçmişten günümüze değişen ve gelişen her şey gibi matematikte değişim ve gelişime uğramıştır. Matematiğe sanat diyenler olduğu gibi, Galileo’nun “tabiat matematik dilinde yazılmıştır” sözü meşhurdur. Sözcüğün kökeni ise; eski yunanca da “ben bilirim” anlamına gelen “Matesis” kelimesinde gelmektedir. Osmanlıca da Riyaziye olarak bilinen matematik bilimi, güzel Türkçemize ise Fransızca mathematique kelimesinden gelmiştir. Matematiğin bir çok dalının olduğunu da belirtip, lafı fazla uzatmadan kimisine göre eğlenceli, kimisine göre ise sıkıcı ve zor olan matematik hakkında ilginç ve eğlenceli birkaç bilgiyi sizlerle belirtelim…   
1Eski Babilliler
Eski Babilliler matematikte temel olarak 60 sayısını esas almışlardır. Bu yüzden günümüzde 1 dakika=60 saniye, 1 saat=60 dakika ve 1 daire=360 derecedir.
2Sakız Faktörü
Yapılan bir çalışmaya göre sakız çiğneyenlerin, çiğnemeyenlere göre matematik testlerinde daha başarılı sonuçlar aldığı tespit edilmiştir.
32520
2520 sayısı, 1 ile 10 arası tüm sayılara tam olarak bölünebilen en küçük sayıdır.
4?+?-?=100
123-45-67+89=100, 123+4-5+67-89=100, 123-4-5-6-7+8-9=100, 1+23-4+5+6+78-9=100
5Matematik Kitapları
1900 yılında matematik hakkında bilinen her şey kitaplaştırıldı ve toplam da 80 kitap yazıldı. Günümüzde bu rakam 100 binden fazla olduğu tahmin edilmektedir.
6Newton-İntegral
Newton, diferansiyel ve integrali ortalama seviyedeki bir öğrencinin öğrenebildiği süre kadar zamanda keşfetmiştir.
7PİZZA’nın Hacmi=?
Eğer elinizde pizza şeklinde basık bir silindir varsa ve hacmini hesaplama istiyorsanız, yarıçapı Z- yüksekliği A olarak ele alırsak ortaya çıkan formül=Pİ*Z*Z*A olacaktır.
8Kravat
Matematikçilere göre 177.147 adet farklı kravat bağlama şekli vardır.
91089 X 9=?
Sonuç=9801


                                    BİRAZ DAHA İLGİNÇLİK

1. Saniyede bir sayı söyleyerek ve günde 7 saat sayarak 1 milyara kadar saymak isteseydik, bunu ne kadar zamanda yapabilirdik?

Cevap: 60 . 60 . 7 . 365=108.7 sene.


2. 9' un 9. kuvvetinin 9. kuvveti, yani, sadece üç rakamla ifade edilebilen en büyük sayıdır. Bu sayıyı henüz kimse hesaplayamadı.

Cevap: 369 milyon basamaklı bir sayıdır.


3. 1729 iki kübün toplamı olarak iki ayrı biçimde ifade edilebilen en küçük sayıdır.
1729=103+93 = 123+ 13 

Bunu ilk fark eden Hintli matematikçi Ramanujan' dır. İlginç olan bu işlemi daha sayıyı duyar duymaz zihninden yapmış olmasıdır. Bu sayıya Ramanujan Sayısı denir.


4. 1 ve kendisinden başka sayılara bölünemeyen pozitif sayılara asal sayı denir.En küçük asal sayı 2 dir. Bilinen en büyük asal sayı (2 üssü 127)-1 'dir. Bu sayı 39 basamaklıdır.


5. Googol nedir?
1 den sonra 100 sıfır yazılarak elde edilen sayıya bu ad verilmiştir (yani, 10100). Şimdiye kadar isimlendirilen en büyük sayılardan biridir. Googolplex, googoldan da büyük bir sayıdır. Bir googolplex 1 den sonra bir googol sıfır yazılarak elde edilen sayıdır. Bu sayıyı yazmak için Dünya-Ay arası uzaklığın yetmeyeceğini iddia edenler var.
 





Bir İlginç Matematik Sanatı
İngiliz mühendis Simon Beck kendisini "Kar Sanatçısı" olarak tanımlıyor. Sanatını ise karlı dağların üzerine nakşediyor. 





Kaynak Linki : http://www.matematikciler.org/matematiksel-guzellikler/ilginc-bilgiler.html



Oradan Buradan

  •      Asal Sayılar rastgele değilmiymiş?
        ABD'deki Boston Üniversitesinden araştırmacılar, asal sayıların dağılımının bir düzene 
bağlı olabileceğini ortaya çıkarmışlar. Asal sayılar, yalnızca bire ve kendilerine tam olarak bölünebilen sayılar. Bu sayılardan ilk altısı, 2, 3, 5, 7, 11, 13. Bilinen en büyük sal sayıysa, dört milyon basamaklı. Bugüne kadar kimse, asal sayıların herhangi bir kurala bağlı olup 
olmadığını anlayamamış. Araştırmacılar, birbirini izleyen asal sayıların arasında kaçar rakam olduğunu ve bunların sayılarının nasıl değiştiğini incelemişler. İlk altı asal sayının (2, 3, 7, 11, 13) aralarındaki rakam sayısı sırasıyla 1, 2, 2, 4 ve 2. Rakam sayılarının arasındaki farklarsa, +1, 0, +2, -2 ve +2. Araştırmacılar, ardışık asal sayıların arasındaki rakam 
sayısının farkının, bir ölçüde önceden tahmin edilebilir olduğunu görmüşler. Bu farklar ard arda sıralandığında, pozitif bir sayının ardından çoğu kez onun toplamaya göre tersi geliyor. Tıpkı yukarıdaki örnekte +2'den sonra -22nin gelmesi gibi.200 binden fazla bilgisayarın kullanıldığı 2 yıllık bir çalışma sonucunda, 6 milyon 320 bin 430 basamaklı en büyük asal sayı tespit edilmiş. 
         6 milyonun üzerinde basamağı olan en büyük Mersenne asal sayısını, 17 Kasım 
2003 tarihinde Michael Shafer isimli Amerikalı bir üniversite öğrencisi bulmuş. Sayının gerçekten bir Mersenne asıl sayısı olduğu doğrulanmış. Yeni bulunan asal sayıyla Mersenne asallarının sayısı 40'a çıkmış. En büyük asal sayı (2 üzeri 127) - 1 olarak ifade ediliyor.






BİLİM DÜNYASINDAN
Bilimciler beynin özel  bir bölümünün matematikle uğraştığını buldular. Diskalkuli'li ( hesap yapamayan) çocukların beyinleri araştırılırken bu sonuca ulaşıldı. Bulgular, daha iyi bir aritmetik eğitiminin yolunu açabilir. 


Beynin o bölgesi aslında, matematikle ilgili değil. Ancak, hacimsel imgenin ilintili olduğu iç ön kıvrım, Albert Einstein'da alışılmadık derecede büyüktü.

  • Matematik Enteresandır
................1x8+1=9 
..............12x8+2=98 
............123x8+3=987 
.........1234x8+4 =9876 
........12345x8+5=98765 
......123456x8+6=987654 
....1234567x8+7=9876543 
..12345678x8+8=98765432 
123456789x8+9=987654321


  • Matematikte niçin (-2) ile (-2) nin çarpımı (+4) tür? Haftanın beş günü işe
    otobüs ile gidip geldiğinizi varsayalım. Her sefer bir milyonluk bir biletle
    yapılıyor. On milyon tutarında on tane bilet aldınız. Hergün gidiş geliş
    kullandıkça iki tanesi eksiliyor. Bunun eşitlikteki yeri (-2) dir. Siz bu
    işi beş gün süresince yani 5 kez yaparsanız (-2)x(+5)= 10 olur. Diyelim ki
    bayram tatilinin iki günü o haftanın Perşembe ve Cuma günlerine geldi ve
    tatil. Bu kez yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz. İki günlük 4 bileti
    kullanmıyorsunuz. Bu hareket, yapmanız gerekene göre negatif yani ters yönde
    bir harekettir. Hergün bilet almak yerine iki gün süresince hiç bilet
    kullanmıyorsunuz.İki kere negatif hareketi "-2" bilet üzerinde yapınca o
    hafta elinizde (-2)x(-2) =(+4) bilet kalıyor.


Arılar Neden Sadece Altıgen Petekler İnşa Eder?

Bilindiği gibi balarıları ihtiyaçlarından kat kat fazla bal üretirler ve bunları peteklerde saklarlar. Peteğin altıgen oluşu da herkes tarafından bilinen bir özelliktir. Peki arıların neden sekizgen, veya beşgen gibi geometrik şekillerde petekler değil de özellikle altıgen petekler inşa ettiğini hiç düşündünüz mü?

Bu sorunun cevabını araştıran matematikçiler ilginç bir sonuca vardılar: "Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir." Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır.

Peteğin inşasında kullanılan yöntem ise çok şaşırtıcıdır: Arılar petek inşaatına iki-üç ayrı yerden başlarlar ve aynı anda iki-üç dizi şeklinde peteği örerler. Yani çok sayıda arı, değişik yerlerden başlayarak, aynı ölçülerde altıgenler yapıp, bunları birbirine ekleyerek peteği örer ve en sonunda ortada buluşurlar. Altıgenlerin birleşme yerleri o kadar ustaca yapılmıştır ki görünürde sonradan eklendiklerine dair hiçbir iz yoktur.

Sayılar

  • SAYILARIN SEMBOLİZMİ...

      Sembol sözcüğü etimolojik olarak Latince Symbolum sözcüğünden Fransızca’ya, oradan da Türkçe’ye geçmiştir. Sözcüğün ilk anlamı tanınma işaretidir. Kökeni ise Yunanca’daki, sumbolon sözcüğüdür. İşaret,sembol, alegori anlamına gelen sözcüğün kökeninde zaten birlikteliği belirten sum- ön eki vardır.

      Sözcük anlamı olarak sembol , “Biçimi ya da doğası ile bir düşünceyi ya da düşünceler bütününü çağrıştıran nesne ya da resim” demektir. Meydan Larousse ise sembol tanımını “Duyularla algılanamayan bir şeyi belirten somut şey veya işaret” şeklinde vermektedir :

      Yine Meydan Larousse’a göre sembolizm, “Olguları yorumlamaya veya inançları anlatmaya yarayan semboller sistemi” olarak tanımlanmıştır.

      İnsanlar ilk çağlardan beri sembolleri kullanagelmişler, dönemlerinin, kendilerine göre özel ve gizli kalması gereken, bilgilerini bazı semboller aracılığı ile anlatmışlardır. İlk çağlarda evren ile ilgili bilgiler, psikoloji ile ilgili bilgiler, ezoterik bilgiler hep semboller aracılığı ile aktarılmıştır.

      Mitler, efsaneler, folklorik öyküler, hatta masallar ve çeşitli sanat eserleri bizlere bu sembollerin aktarılmasını sağlamışlardır.

      Burada karıştırılmaması gereken işaret ile sembol arasındaki farktır. Sembol belli bir düşünceyi ve olguyu ifade etmek için kullanılır. İşaret ise bir düşünceden çok bir hareketi ya da eylemi ifade eder. Örneğin kırmızı, trafikte dur işaretidir, ama kanı sembolize ettiği için durulması, dikkat edilmesi gereken yerlerde kullanılır. A, harf olarak bir nidayı işaret eder, ancak sembol olarak boğa çağından beri boğayı sembolize eder, çünkü ters dönmüş düşünürsek V, boğa başına benzer. Örnekleri çoğaltabiliriz, ancak bu konuya vakıf olması gereken bazı yazarların da bunu karıştırması üzücüdür. 

      Sembollere geri dönersek, her sembolün, kendi döneminde bir düşünceyi anlatmak için kullanıldığıdır. Başka bir deyişle bir sembolü yorumlarken kendi döneminde ele almak gerekmektedir. Bunun bir istisnası ezoterik sembolizmdir.

      Ezoterik öğretiler yıllar boyu üstatlar tarafından aktarılarak geldiği ve olabildiğince bozulmadığı için semboller uzun süreler anlamlarını korumuşlardır

      Bunun tam tersi olarak sembol anlam değiştirmiş de olabilir. Yunan kültüründe Athena’ya ait olup aklı ve bilgeliği temsil eden baykuş , yine aynı coğrafyada, Anadolu’da uğursuz bir haberi de, uğursuzluğu da sembolize etmektedir. O dönemde rüyasında baykuş gören biri bunu bilgelik olarak yorumlarken, günümüzde uğursuzluk olarak yorumlanmaktadır.

      Sembollerle ilgili olarak bilinmesi gereken bir husus da, bir sembolün birden fazla anlamı olabileceğidir. Kişinin tekamül seviyesine göre sembollerin içindeki derin anlamı anlaması olanaklı olacaktır. Bir başka deyişle sembollerin açıklamaları çeşitli seviyelerde olabilir, bunların anlaşılması ancak o yolda alınan yol ile orantılıdır. Bu da semboller yoluyla aktarılan ezoterik öğretilerin sadece inisiye olanlar tarafından anlaşılması açısından önemlidir. 

      Semboller üzerine çok şey yazılabilir ancak bunları başka yazılara bırakıp konumuz olan sayıları inceleyelim .

      Eşyaların niceliklerini belirtmek için kullanılan sayılar çağlar içinde sembolik anlamlar kazanmışlar ve bunları günümüze taşımışlardır. Burada şimdilik ilk on sayının sembolizmine bakarak konuyu daha iyi anlayabiliriz.



    BİR :

      Bir sayısı sembolik olarak herkesin ilk defada söyleyebileceği gibi TEK olanı, MUTLAK olanı sembolize etmektedir.

      İslam’da bir olan, tek olan Allah’tır. Allah sözcüğünün ilk harfi olan elif 1 şeklindedir ve ebcet hesabındaki değeri 1’dir.

      Bir sayısının bir başka özelliği de kendinden önce başka sayı gelmemesidir. Kendinden önce gelen sıfır hiçliği sembolize eder. Bir ise hiçliği takip eder ve diğer sayılar ondan türer. Burada Bir’in yaratılıcılık işlevi de ortaya çıkar. Tarot destesindeki bir numaralı kart olan Büyücü de başlangıç ve yaratılış anlamındadır.


    >
      Bu bağlamda Yunan alfabesindeki alfa (a) da başlangıcı temsil eder. İbrani alfabesindeki alef ise başlangıç olduğu gibi, bir inanışa göre diğer bütün harfler ondan türer.

      Bir sembolizmi üretkenlikte de ortaya çıkmaktadır. Ataerkil toplumlarda üreme sembolü olan fallus da 1 şeklinde sembolize edilir.

      Bazı yazarlar göre 1 ayakta duran insanı da sembolize etmektedir. Bir için başka sembol açıklamaları da vardır. Güneş de bir tanedir ve bu yüzden Mutlak Bir’in sembolü olarak Güneş de kullanılmıştır.




    İKİ :

    İki sayısının sembolizminde akla gelen kuşkusuz evrendeki düaliteyi sembolize ettiğidir.

    İlk toplumlarda etraftaki en ulu kavramlar tekti ; Dünya, Güneş, Toprak Ana..gibi. Ancak erkeğin üremedeki rolünün ataerkil toplumlar tarafından ön plana çıkartılması evrendeki düailitenin de ön plana çıkmasına neden olmuştur. Dünya/öteki dünya , Güneş/Ay, Toprak Ana/Erkek Tanrı (Kybele/Attis gibi) düalite, hatta kadın/erkek, dişil/eril, sıcak/soğuk, gündüz/gece gibi ikilikler vurgulanmaya başlanmıştır.



    ÜÇ :

      “Allah’ın hakkı üçtür”. Küçüklüğümüzden beri duyduğumuz bu söz üç sayısının kutsallığı hakkında gereken bilgiyi vermektedir. Hıristiyan toplumda yetişen biri ise kutsal üçlemeden bu sayının kutsallığına aşinadır.

      Üç sayısı eski toplumlarda gök-yer-yeraltı üçlemesi ile kutsaldı. Üçleme Mısır mitolojisinde İsis-Osiris-Horus şeklindedir. Yunan mitolojisinde ise bu Zeus-Poseidon-Hades (Gök ve yer-Deniz-Yer altı) şeklinde varolmuştur. Hristiyan inancında ise Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesine dönüşmüştür. (Bazı yerlerde Baba-Oğul-Meryem şeklinde). Bu üçleme İslam’da bazı mezheplerde Allah-Muhammet-Ali şeklinde görülmektedir.

      Üçlemenin bir sembolik yanı da kutsal birleşme ve doğan çocuktur , bir başka deyişle baba-anne ve çocuk da bir üçlemedir.

      Bir başka üçleme de Beden-can-ruh üçlemesi olarak gösterilebilir.

      Sayı olarak üç kendisinden önce gelen iki sayının toplamı olarak da (1+2=3) önemlidir.

      Üç sayısı sembolik anlamlarının bir bölümünü üçgen şekline de devretmiştir. Üçgen sembolizmi ile üç sayısının sembolizmi arasında benzerlikler vardır.




    DÖRT :

      Dört sayısının sembolizmi çok ilginçtir. Dört bir çok farklı şeyi ifade edebilir.

      Bir masayı gözümüzün önüne getirebileceğimiz gibi en sağlam denge dört ayak üzerinde olur. Bir çok hayvan da dört ayağı üzerinde durmaktadır. İnsan da emeklerken dört ayağı üzerinde emekler. Böylece dört sağlamlığı düşündürtmüştür. Dilimizde varolan “dört elle sarılmak”, “gözünü dört açmak” gibi deyimler de yapılan işin sağlamlığını belirtmektedir.

      Dört ayrıca dört temel yön ile de alakalıdır. Böylece etrafımızın dört parçaya ayrıldığını kabul edebiliriz. Aynen “dünyanın dört bucağı” deyiminde olduğu gibi.

      Dört sayısı aynı zamanda dört elementi de (Ateş-Hava-Toprak_su) sembolize eder. Böylece dört, dünyanın yapı taşı olarak da yer alır.

      Hıristiyanlıktaki haç, dört İncil, İslam’daki dört büyük melek, dört halife bu sembolizmle alakalıdır.


    BEŞ :

      Beş genelde yaşadığımız dünyayı ve insanı sembolize eder. Teozoflara göre günümüzdeki insanlık beşinci kök ırktır.

      Beş, elimizdeki beş parmaktan dolayı da önemlidir. Eski mağara yerleşimlerine bakarsak insanların erleştikleri bölgelerde beş parmak izlerini de görürüz.

      Beş sayısı dört elementle de ilgilidir. Eski çağlarda dört elementi bir arada tutan bir beşinci elementin varlığı düşünülmüştür.

      Sembolizmde beş köşeli yıldız yaşamın sembolü olarak da kullanılmıştır.

      Beş vakit namaz, İslam’ın beş şartı, beş ile ilgili sembolizme örnek olarak verilebilir.




    ALTI :

      Altı sayısının sembolizmi üzerinde düşününce kuşkusuz akla ilk gelen Süleyman’ın mührü olacaktır. İçiçe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşan bu şekil altı köşelidir. Çok eski çağlardan beri kullanıldığı düşünülmektedir.

      Yukarı bakan üçgenin tekamül ederek tanrıya ulaşan ruhu, aşağıya bakan üçgenin ise toprağa dönüşü temsil ettiği düşünülmektedir. Bir başka açıklamaya göre ise yukarı çıkan ateşi ve aşağıya akan suyu sembolize etmektedir.

      Altı sayısı 3+3 ‘tür. Bir özelliği de 1x2x3 olmasıdır. 6 sayısının ayrıca bölenlerinin {1,2,3} toplamı da kendisine eşittir. Böylece altı mükemmel bir sayı olarak düşünülmüştür.

      Tanrının dünyayı altı günde yaratması da altının mükemmel olma özelliği ile alakalı olabilir.




    YEDİ :

      Yedi ile ilgili sembolizm her ana karşımıza çıkmaktadır.

      Yedi sayısı ile ilgili sembolizmin kökeninde eskiden yedi gezegen olduğuna inanılması vardır. Dünya sabit, bütün gezegenlerin onun etrafında döndüğüne inanıldığı için bu gezegenler Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Ay ve Güneş’tir. Eskiden her gezegenin bir gök katında olduğu düşünülmekte olduğundan “Göğün yedi katı” deyimi o günlerden kalmadır. Aynı şekilde “yukarıda olan aşağıda olanla aynı olduğu” için yerin de “yedi katı” vardı. Bazı ezoterik öğretilerdeki yedi basamaklı inisiyasyon da sembolik olarak göğün yedi katına ulaşmayı ifade etmektedir.

      Eskiden her gezegene bir kutsal gün olduğu için bir haftada yedi gün vardır. Haftanın günlerinden Pazartesi Ay, Salı Mars, Çarşamba Merkür, Perşembe Jüpiter, Cuma Venüs, Cumartesi Satürn , Pazar ise Güneş ile alakalıdır.





    SEKİZ :

      Sekiz , yedi kat gökyüzü inancının bir uzantısı olsa gerek tanrı katını temsil etmektedir. İslam’da sekizin Cennet’i temsil ettiği de düşünülmüştür. Ayrıca sekiz cennet ve yedi cehennem olduğu inancı da bu sembolizmle alakalıdır.

      Hıristiyanlıkta ise gökyüzü tahtını sekiz melek taşır. Aynı inancın benzeri İslam’da da vardır.

      Sekiz aynı zamanda tutulan yolda sonuna gelmeyi de, mükemmelleşmeyi de ifade eder. Budizm’deki sekiz yapraklı lotus çiçeği de sekiz aşamalı bir sistemin sembolüdür. Aynı şekilde Tapınakçılar arasında da sekiz aşamalı bir inisiyasyon sistemi de vardır.




    DOKUZ :

       Dokuz eski sembolizm de bir bitişi göstermektedir. Zaten tek haneli sayıların sonuncusudur. Dokuz üçün karesi olduğundan da bir erişilen noktayı , tamam olmayı göstermektedir.

      Ancak dokuz sonun olduğu yerde başlangıcın da olması gibi başlangıcı da haber verir.

       Eskiden göğün dokuz katı olduğu inancı da yaygındı. Buna göre dünya + 7 yıldız katı + sabit yıldızların olduğu kat , dokuz kat etmekteydi. İlginç olan bir başka husus da eski Türk inançlarında da göğün dokuz katı olduğuna inanılmasıdır. Aynı inanç Meksika’da da vardır. Aztekler yerin dokuz kat altı olduğuna da inanmaktaydı.



    ON :

      On en eski zamanlardan beri belki de ilk dört sayının toplamı olmasından ötürü mükemmelliği temsil ediyordu. (1+2+3+4=10)

      İki elin parmaklarının sayısı olması da tamlığı ve mükemmelliği gösteriyordu.

      Musa’ya gelen on emrin de bu sembolizmle alakası vardır. Ayrıca Zohar’da ifade olunduğu gibi evren on sözcükle yaratılmıştır.

      Mayalarda on sayısı bir destenin sonu olduğu için sonu da sembolize etmekteydi. Ancak her kültürde olduğu gibi bu bitiş aynı zamanda bir başlangıcı da göstermekteydi.

      Sayılar hakkına yazılacak çok şey var. 0,11,12,13,16,17,19,33,41 gibi sembolik yönü ağır basan bir çok sayıyı burada inceleyemedik. Bu sayılar da ancak başka bir araştırmanın konusu olabilirler

Matematik Edebiyatı


Matematik VE HAYAT


  Toplayalım çift sayfalar acıları, karşısına Kocaman BİR eşittir koyup hayatımızın terazisinde neye denk geliyor anlayalım. Anlayalım hiçe sayanları almayı nefes. Yada tam tersini yapalım işlemin. Bizi nefes almaktan vazgeçirecek acılarımızı toplamaya çalışalım. Ayşe anlamsız BİR Değer alıştırması. Hayatın neresinde olursak olalım. Hangi pencerenin ardından baktığımızla alakası olmayan BİR sonuç bulacağız. Ki sağlıklı düşünen hiçbir Beyin wanna know Ve bilmek bulamayacak nefes almasına engel olacak BİR acılar toplamı ...

  Kucaklaması Öğrenciler matematiğin günlük Hayatta ne işlerine yarayacağından bahseder dururlar. Oysa hayatın değerlendirmesini de, eksileri ve artılarıyla düşünür, matematikle yorumlarız. Sorunlarımızı farklı yollardan çözmeye çalışır, çözdüğümüz sorunlarımızın etrafında dönmez sağlamasını yaparız. X ve Y ler yine hayatımızın tam ortasında dururlar. Eşitlik ve eşitsizlik günümüzün Temel sorunlarından. Kısacası öyle Tense'lerde Boyle matematikle yaşarız, matematikle soluk alıp veririz.

  Matematiği sayılardan. Elle tutulur gözle görülür somut kavramlardan ibaret saymak elbette hayatımızda onun etkisinden bihaber olmamıza neden olacaktır. Duygularımıza hükmeden matematik sistemini çözemediğimiz sürece, çift sayfalar eşittirlerin sağına mutluluğum cümlesini yazıp İşleme Devam etmediğimiz sürece, yaşamın bize Adil davranmadığına Dair BİR cok cümle kuracağız. Birçok bilinmeyenli denkleme dönüşen yaşantımızı BİR Gün sadeleştirmek istediğimizde yapılan çift sayfalar işlemleri karşımıza alıp bakacağız. Sadeleştirmelere, o günün bilinmeyenlerine, kendi bilgisizliğimize. Ayşe Gün cok kolayca çözebildiğimiz denklemleri o günlerde nasılda kavrayamadığımıza BİR türlü anlam veremeyeceğiz.

  ? = Mutluluğum

  Ayşe sorunun çift sayfalar Çözümleri etrafında dönmez doğruları yapmamızı sağlamayacaktır elbette. Ama çözümü yaparken duygularımızın ve mantığımızın İşleme olan etkilerini iyi ayarlayabilirsek küsüratlıda öndeydi istediğimize YAKIN BİR sonuç elde ederiz. Yaptığımız çift sayfalar met işlemlerin puanlamasını Yapan vicdanımız imkb wanna know Ve bilmek yanılmayan BİR hesap makinesidir. Sağlamaları onunla yapmak ve hataları tekrarlamamak eminim mutluluğa ulaşmamızı kolaylaştıracaktır.

  Toplama ve çarpma işlemlerine takılmadan. Çıkarma ve sadeleştirme işlemlerinin ne kadar değerli olduklarını unutmadan yaşamaya çalışırsak, bizi nefes almaktan vazgeçirecek çift sayfalar sorun toplamlarının değersizliğini hayat doğrusunda kolayca görebiliriz.




MATEMATİKLE AŞK İLANI (ASK Siiri)


Seni gördüğüm Anda çarpanlara ayrıldım
Elips yüzüne gözlerine bayıldım genişletilmiş

ISTE dedim Benim aradığım

Tür fırsatta aşkımı tümevarımla ispatladım. 


Logaritma sevgilim derdim sana

Hep hayal kurardık gelince BİR Araya

Koni seklinde Üçgen seklinde yuvamızda

Dizi dizi seri seri çocuklarımızla.

Tam sunacakken san evlilik önerimi


"Analitiğimiz uymuyor" diyerek terk ettin Beni.

Oysa türevini alacak kadar sevmiştim seni

Sana olan aşkım reeldi, lineerdi

Tanjantımı hesaplamadan giden vefasız sevgilim. 


Rüyalarımda hep seni görürüm

Benim biricik hiperbolüm, minik parabolüm

Nerde eski determinant diskriminant formülüm.

Dön Bana integralimi al signum yüzlüm

Eger dönmezsen kahrımdan Ölürüm. 


Bak su kalbimin fonksiyonuna periyoduna

Asimptotumu bul da Grafik çiz Bana

SÖZ veriyorum "Koniciğm" demem sana

Seni çok Seviyorum Anlasana ....










MATEMATİKÇİNİN AŞK MEKTUBU


  Türev tanem BİR tanem BİR sigma işareti kadar Kıvrak BİR Pi sayisi kadar sonsuzsun sevgilim. Sana olan Sevgim limitlerin sonsuzluğuna ulaşıyor. BİR bakışın kalbimde genişletilmiş kadar derin etkiler yapıyor. Kalem hazırsındır kaşların trigonometri hazırsındır karışık saçların tebeşir Kokusu hazırsındır burnumda tütüyor. Çarpanlarına ayrılamayan denklemler hazırsındır nazlanma. Senden Mektup bloğu inan integral almaktan daha Zor. Bilinmeyenlerimiz farklı öndeydi safra polinomlar gibiyiz. Eger boyle Devam ederse seni keşfedilmemiş dizi kurallarıyla izleyeceğim.

  Seninle Bir daire olalım. Merkezde ben etrafta eşit uzaklıklarda sen. Nereye bakarsam seni göreyim. Üzüntülerimiz teğet sevinçlerimiz Kiriş Olsun. Birbirimize o kadar Yakin olalım ki Yari çaplarımızın chips sıfıra yaklaşsın. Su Anda y = ax + bx + c parabolünün Iki Ayri kolu isek de BİR Gün tepe noktasında buluşacağız. Sana BİR sinx eğrisi hazırsındır Spor Şube Müdürlüğü Sürekli 'k' sabiti kadar bağlıyım.
Hiçbir PARANTEZ bizi ayıramaz.




Matematik ve Kadin

Matematik gibidir kadin
Uzaktan korkutucu
Aldatıcıdır yakından
Matematik gibidir kadin 
Uzaktan Gerek görmezsin yaklaşmaya 
Dolaşmam Click birileri uğraşıyordur matematik ile
Derdin yok rahatsın
Matematik gibidir kadin
Yakından herşeyi kavradığını sanırsın 
Matematik yaptığını
Ama sadece matematiğin yap dediğidir yaptığın
Matematik gibidir kadin
Ne cok fazla uzak dur 
Ne de cok fazla Yakin
Matematik gibidir kadin
Hic ummadığın BİR Anda hayatını kurtarır 
Hic ummadık Yerde basina bir açılır
Matematik gibidir kadin 
Bazı noktaları önceden Kabil etmen Gerek
Bunlar sadece birkaç basit gerçek
Ama matematikle çözülemez
Üzerlerinde kafa yormaya çalışma sakın
Matematik gibidir kadin
BİR teoremin ıspatı Click
BİR diğerine ihtiyaç duyarsın
Matematik gibidir kadin
Bazıları gözükür ama ıspatı yoktur Kolay 
Bazısı Zor ıspatlanır ama imkb Yaramaz 
Bazısını imkb sadece matematikçiler anlar
Bazısını becerileri da anlamaz 
Matematik gibidir kadin 
Sevsen de sevmesen de ordadır 
Matematik gibidir kadin
Üzerinde en iyi Kağıt kalemle çalışılır






Matematik ve Sen

Dört postmortem var matematikte

Toplama çıkarma
Çarpma ve Bölme
Matematik gibisin sende
Bekliyorsun hep
Hemen her an tetikte
Çarpmada çarpansın hep

Bölen bölmede 
Çarpabildiğin kadar 
Çarpıyorsun kez 
Gale bölebildiğin kadar
Bölüyorsun keyfince

Çarpılan ve bölünen hep Benim 
Anlayamıyorum olanı biteni
Anlaşılır mi duygusu
Cok değişik formül

İşlemlerle çıkıyorsun karşıma
Sometimes BİR bilinmezli olmaktan çıkıyor
Bin bilinmeze dönüyorsun
Derdin ne meramın ne
Ne soruyor ne söylüyorsun 
Matematik gibisin sende

Ne Zaman ne hesap yapacağın belirsiz 
Bakışların Tabiatı öğrenelim ve koruyalım hazırsındır Yalın
Gözlerin tanımlayan temel hazırsındır anlamlı
Gülüşün formüllerle içiçe
Suskunluğun sıfır hazırsındır gamlı.
Matematik ve sen 

Radyasyonu ışınlanan kör farelerin düğüme döndürdüğün 
Sorun yumağı hazırsındır ben
Coz Beni coz artik 
Başkaları çözmeden.